-
1 kuru hava
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kuru hava
-
2 kuru hava
dry air -
3 kuru hava
dry air -
4 kuru hava filtresi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kuru hava filtresi
-
5 kuru hava filtresi
dry air filter -
6 kuru hava pompası
dry air pump -
7 kuru
су́хой* * *1) сухо́йkuru boğu — сухо́й пар
kuru buz — сухо́й лёд
kuru damıtma — хим. суха́я перего́нка
kuru hava — суха́я пого́да
kuru havuz — мор. сухо́й док
kuru rüzgâr — сухове́й
2) сушёный; вы́сохшийkuru incir — сушёный инжи́р
kuru yaprak — сухо́й лист
3) худо́й, то́щий, хи́лыйbu çocuk ne kadar kuru ! — до чего́ же худо́й э́тот ребёнок!
4) го́лыйkuru tahtaya oturma — не сади́сь на го́лые до́ски
kuru tepeler — го́лые верши́ны
kuru ekmek — оди́н хлеб без всего́ (есть; употреблять и т. п.)
kuru çayla karın doylar mı? — ра́зве мо́жно насы́титься одни́м [пусты́м] ча́ем?
6) перен. необосно́ванный; пусто́йkuru hayallere kapılmak — предава́ться пусты́м мечта́м
kuru iftira — безоснова́тельная клевета́
kuru vaatler — пусты́е обеща́ния
7) перен. сухо́й; ску́чный, однообра́зный, моното́нныйbu yazının dili çok kuru — язы́к э́той статьи́ сли́шком сухо́й
kuru zevksiz bir hayat — ску́чная, неинтере́сная жизнь
••- kuruda kalmak
- kuru kilim kalmak
- kuru hasır üstünde kalmak
- kuru tahtada kalmak -
8 hava
воздух, погода- atmosferik hava
- basınçlı hava
- çevre havası
- devridaim havası
- dış hava
- dışarı atılan hava
- doygun hava
- doymuş hava
- dönüş havası
- durgun hava
- egzost havası
- fazla doymuş hava
- içeriye alınan hava
- ikincil hava
- iklimlenmiş hava
- kirlenmiş hava
- klimatize edilmiş hava
- kuru hava
- mayı hava
- nemli hava
- normal hava
- primer hava
- rutubetli hava
- sekonder hava
- sıvı hava
- soğutan hava
- soğutucu hava
- süzülmüş hava
- taze hava
- temiz hava
- tozlu hava
- yaş havaİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > hava
-
9 kuru
"1. dry; dried. 2. dead (plant). 3. emaciated, thin. 4. bare, unadorned, unfurnished. 5. empty, hollow, vain, meaningless. 6. dry, unfeeling, curt (utterance). 7. slang hashish, hash. - başına all alone. - başına kalmak to be left without friends or relatives, be all on one´s own. - çeşme dry fountain. - duvar dry wall. - ekmek dry bread, bread eaten with nothing else. - erik prune. - fasulye 1. dried beans. 2. a dish made of stewed dried beans. - filtre dry filter (for an air conditioner). - gürültü 1. meaningless excitement, much ado about nothing. 2. bluster, empty talk. - hava dry air. - havuz naut. dry dock, floating dock, floating dry dock. - iftira sheer calumny. - incir dried fig. - kafes mere skeleton, skin and bones. - kalabalık 1. crowd of idle onlookers. 2. useless and worn-out things, junk. -da kalmak naut. (for a ship or boat) to be grounded at low tide. - kaymak clotted cream, Devonshire cream. - köfte grilled meat patty. - kuruya uselessly, in vain. - kuyu dry well, cesspool, sink. - laf empty promise(s). - laf karın doyurmaz. proverb Empty promises don´t fill one´s belly. - meyve bot. nut. - ot 1. hay. 2. dried herb. - öksürük dry cough. - poğaça a flaky, savory pastry. - sıkı 1. blank (shot). 2. bluff, empty threat. - sıkı atmak to utter empty threats. - soğuk dry cold. - tahtada kalmak to be left without a stick of furniture in one´s house. - tekne hull, hulk. - temizleme dry cleaning. - temizleyici dry cleaner. - üzüm raisins. - vaat empty promise. -nun yanında/arasında yaş da yanar. proverb Sometimes the innocent suffer along with the guilty. - yemiş 1. dried fruit. 2. (edible) nuts. - yemişçi seller of dried fruit and nuts." -
10 сухой воздух
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сухой воздух
-
11 dry air
kuru hava -
12 dry air
kuru hava -
13 dry air
kuru hava -
14 сухой воздушный фильтр
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сухой воздушный фильтр
-
15 dry air filter
kuru hava filtresi -
16 dry air pump
kuru hava pompası -
17 dry air filter
kuru hava filtresi -
18 dry air pump
kuru hava pompası -
19 filtre
- basınç altında çalışan filtre
- basınçlı filtre
- benzin filtresi
- bez filtresi
- çakıl filtresi
- çamur filtresi
- damlatmalı filtre
- elektrikli filtre
- elektrostatik hava filtresi
- emme filtresi
- hassas filtre
- hava filtresi
- ıslak hava filtresi
- ince filtre
- kömür filtresi
- kum filtresi
- kuru hava filtresi
- mekanik filtre
- mikro filtre
- renk filtresi
- silindir gövdeli filtre
- su filtresi
- şerit filtre
- tamburlu filtre
- tel filtre
- ters filtre
- torba filtresi
- toz filtresi
- vakum filtresi
- yağ filtresi
- yakıt filtresi
- yaş filtre
- yüksek hızlı filtreİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > filtre
-
20 сухой
1) kuru, kurumuşсухо́е полоте́нце — kuru havlu
сухи́е дрова́ — kuru odun
сухо́й как по́рох / трут — kav gibi
2) kuru; kurakсухо́й во́здух — kuru / kurak hava
сухое ле́то — yağmursuz / susuz / kurak yaz
сухо́й год — kurak yıl
3) kurumuş, suyu çekilmişсухо́й коло́дец — kör kuyu
суха́я доли́на — kuru vadi
4) kuru; ölüсухо́й хлеб — kurumuş ekmek
сухо́й лист — kuru / ölü yaprak; gazel ( опавший)
суха́я ко́жа — kuru cilt
5) kuruсухо́е молоко́ — süt tozu
суха́я горчи́ца — hardal tozu
сухи́е фру́кты — kuru meyva
6) спец., мед. kuruсухо́й ка́шель — kuru öksürük
суха́я экзе́ма — kuru egzama
сухо́й док — kuru havuz
суха́я перего́нка — kuru damıtma
сухо́й лёд — kuru buz
суха́я чи́стка — kuru temizleme
7) kuruсухо́й стари́к — kuru bir ihtiyar
8) перен. soğuk; kuruсухо́й челове́к — soğuk bir adam
сухо́й приём — soğuk bir kabul / karşılama
••сухо́е вино́ — sek şarap
сухо́й зако́н — içki yasağı
матч зако́нчился сухо́й ничье́й — maç sıfır sıfır / golsüz berabere kapandı
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kuru hava — is. Nemi çok az olan hava … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuru — sf. 1) Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. H. E. Adıvar 2) Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan Kuru çöl. Kuru tepeler. 3) Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuru soğuk — is., ğu Yağışsız havadaki sert soğuk Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuru filtre — is. Hava içindeki kirleri, bezden torbalar yardımıyla ayıran süzgeç … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayaza çekmek — (hava) kışın kuru soğuk artmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayaz — is. 1) Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk Sürüp gider en sert ayazlarda bile / Bir tatlı sıcak kış vakti. B. Necatigil 2) Çok soğuk hava Birleşik Sözler çakır ayaz çınayaz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayaz kesmek ayaz paşa kol geziyor ayaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi — is., den. Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine Yük gemisi. Savaş gemisi. Birleşik Sözler gemi adamı gemi aslanı gemi bozma gemi çıkışı gemi enkazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
otlak — is., ğı, coğ. Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu. N. Cumalı Birleşik Sözler dağ otlağı … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük